Ağız yaraları, genellikle hayatımızı, beslenme açısından olumsuz yönde etkilemektedir. Yemek yememizi zorlaştıran; ve oldukça kötü acılara sebep olan ağız yaraları, farklı büyüklükte olabilmektedir. Ağızın herhangi bir yerinde kendisine yer bulabilen ağız içi yaraları, bir hastalık habercisi olarak değerlendirilmelidir…
Ağız yaraları genellikle, ağız içi yaraları olarak bilinmektedir. Ağız içi yaraları genel olarak, yanaklarda, dudaklarda, damakta; ya da dil üzerinde; ve farklı büyüklerde olabilmektedir. Genellikle, vitamin eksikliği, stres gibi nedenlerden kaynaklandığı düşünülen ağız yaraları, dikkate alınarak bir uzman kontrolünden yararlanılmalıdır. Çünkü ağız yaraları, herhangi bir başka hastalığın da habercisi olabilmektedir.
Ağız içi yaralarının iki haftadan uzun süre iyileşmemesi, sürekli aynı noktalarda çıkması gibi durumlarda, özellikle kontrol ettirilmesi gerekmektedir. Çünkü, ağız yaraları, bu belirtilen özelliklerle kendilerini gösteriyorlar ise, ağız kanserinden söz edebilmek de mümkündür. Her aft ya da aft görünümlü ağız yarasının kanser olduğu düşünülmemelidir; ancak, bu şüphe ile, güvenilir bir uzmandan yardım almakta da büyük fayda bulunmaktadır.
Ağız yaralarının sebebi, bazen de bizim yanlış davranışlarımız ile ortaya çıkabilir. Örneğin, protez dişlerden kaynaklanan tahrişler, yemek yerken yanaklarımızı ısırmamız gibi nedenlerden dolayı, ağız yaraları ortaya çıkabilir. Bu tür ağız içi yaralarının da ağrısına dayanılamamaktadır; ancak en azından, bu tür bir ağız yarasının, bizden kaynaklandığını bilir; ve altında herhangi bir neden aramayız.
Ağız içi yaraları için yapılabilecek bir başka husus da şudur: oldukça hijyenik yapıda olan ve doku olarak ağız yapısına uygun olan ağız bantlarından faydalanılabilir. Ağız bantları, ağıza yapıştırıldıklarında, ağızın dokusuna uygun şekil alırlar; ve bu sayede de 1 saat ile 3 saat arasında iyileştirici özellik gösterirler. Bu nedenle ağız bantlarından faydalanılması ağız yaralarının acısını oldukça azaltması nedeniyle de önemlidir.