Sinope meyve suları 1994 yılında Sinop’un Erfelek İlçesinde kurulan yörede doğal koşullarda yetişen kuşburnu böğürtlen, ayva elma ve armuttan reçel, marmelat ve bitkisel çaylar üretmiş 2000 li yıllarda bu ürünlerin yanısıra “katkısız” pastörize yöntemi ile korumalı meyve suları üretmeye başlamıştır. Ayrıca bölgede yetişen kızılcık ve böğürtlenden de meyve suları üretilmiştir.
Sinope prensip olarak hiçbir üründe “gıda koruma maddesi” kullanmamaktadır. Üretim tamamen cam şişelerde korumalı kapak ve pastörize yöntemi ile yapılmaktadır. Sinope üretim tesisi dört tarafı orman ve akarsularla çevrili zengin bir doğa merkezinde kuruludur. Ünlü “Erfelek Tatlıca takım şelaleleri” fabrikaya 17 km uzaklıktadır.Sinope üretim tesisinde işlenen tüm meyveler ilaçsız, gübresiz doğal koşullarda yetişmektedir. Firma zaman zaman küçük çaplı dışsatımlar da yapmıştır. Firma ürünleri; İzmir, İstanbul, Adana, Nevşehir, Kırşehir, Kayseri, Kastamonu, Rize, İzmit’in yanısıra ağırlıklı olarak Ankara’da Beğendik Marketler zinciri, Nazar Marketler Zinciri gibi mağazalar ve Tigem, AOÇ, Jandarma Genel Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvetleri Komutanlığı kantinlerinde tüketicilere sunulmaktadır.
Kara Üzüm Suyu: Karadeniz sahil şeridi boyunca yaygın olan kokulu üzüm literatür de Vitis labrusca adıyla yer alır. Bu üzüm olgunlaştığın da çevreye yaydığı çilek-ahududu kokusu ile bilinir.Yerel olarak pekmez yapımın da kullanılan kokulu üzüm, şıra ve sirke yapımında da kullanılmaktadır. Sinope Üzüm Suları 10 yıllık araştırma ve birikimin sonucu şekillenmiş olan özel yapım reçetesiyle kokulu üzümün yoğun aromasını ve tadını saf hali ile tüketiciye sunmayı hedeflemiştir. Diğer üzüm suları gibi bağa alinmiş üzümlerden değil tek tek köylerdeki Bahçelerden toplanan, hiçbir kimyevi ilaçla temas etmemiş üzümlerden üretilen Sinope Üzüm Suyu pastörizedir; hiçbir koruyucu katkı maddesi içermez.
A,B1,B2,C vitaminlerince zengindir. Kalsiyum, silisyum, iyot, çinko, kükürt gibi mineraller içerir. Kan yapıcı özelliği vardır. Fiziksel ve zihinsel zindelik sağlar. Enerji verir. Yorgunluğu giderir. Antioksidan etkisi yüksektir.
Böğürtlen Suyu: Organik asitler, vitaminler ve mineraller açısından zengindir. Böğürtlene siyah ve mor renkleri veren madde antioksidan niteliğe sahiptir. Böğürtlen doğanın zarifçe paketlediği özsuyunda değerli meyve asitleri, mineraller ve vitaminler saklar. Bir orman yürüyüşünde rastladığınız böğürtlen çalısından toplanan bir avuç böğürtlen bünyeniz için lezzetli ve diriltici bir dopingdir. Ağız, diş eti ve bademcik iltihaplarında yararlıdır. Böğürtlen şurubu ve marmelatı vücuda kuvvet verir. Kanı temizler. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de böğürtlen meyvesinin artan tüketimi sebebiyle ıslah edilmiş türler gübrelenip ilaçlanarak, zirai yöntemlerle yetiştirilmektedir. Sinope Böğürtlen Suyu için ise sadece Sinop ormanlarında kendiliğinden yetişen yabani böğürtlenlerin yemişleri kullanılır. Orman böğürtlenleri, yöre köylüleri eliyle taze toplanıp getirdikleri isletmemizde ayni gün besleyici niteliklerini yitirmeden meyve suyuna dönüştürülür.
Kızılcık Suyu: Eylül ve ekim aylarında meyvelerini veren kızılcık, Karadeniz’de ve İstanbul’un Karadeniz’e yakın yamaçlarında bol miktarda yetişiyor. Meyvesi, yaprağı, ağacının kökü, gövdesi, kabuğuyla bir şifa kaynağı olan kızılcığın yararları şunlar: Uyku sorunları olan kişilere, gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içilmesi tavsiye edilir. Kızılcık kanın pıhtılaşmasını artırır. Çiğden hazırlanmış kızılcık suyu veya kaynatarak yapılan kızılcık şerbeti, kan pıhtılaşmasını düzenler. Kızılcık kabuğu ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesicidir. Özellikle bayanlar sık sık sistit ve idrar yolu enfeksiyonu geçirirler. Kızılcık bu sorunların tedavisine yardımcı olur. İdrar enfeksiyonlarının çoğuna e-coli adı verilen bir bakteri neden olur. Kızılcıkta bulunan benzoik asit bakterilerin çoğalmasını engeller ve vücudumuzdan atılmasını kolaylaştırır. Kızılcık suyu, şerbeti veya kompostosu idrarımızdaki asit miktarını arttırır. Böylece böbrek taşlarının tedavisinde yardımcı olur. Bu arada idrardaki ağır kokuları da giderir.
Kırsal alanda yabani formda yetişir. Limondan daha fazla C vitamini içerir. Vücuttaki yaraların hızla iyileşmesini sağlar, ateş düşürür, ağızdaki tortu ve bakterileri giderir. Marmelatı yenildiğinde ishali keser. Gazi önler ve bağırsak yaralarına iyi gelir. Mideyi kuvvetlendirip çalışmasını daha düzenli ve ritimli hale getirir. Vücudu daha dinç tutar. Meyve-sebze tüketimi kanser oluşumunu %50 azaltmaktadır. Sinope Kizilcik Suyu pastorizedir ve sterilize edilmiş olup hiç bir koruyucu maddesi içermez. Kızılcık meyvesinde, organik asitler, bitkisel sekerler (glikoz, fruktoz), mineraller (magnezyum, potasyum, sodyum, kalsiyum) ve proteinler bulunur.
Kuşburnu Suyu: Ülkemizde ekonomik ve kimyasal açıdan değeri yeni keşfedilen bu bitki Almanya, İsviçre, Rusya, Polonya, Bulgaristan, Finlandiya gibi birçok bati Avrupa ülkelerinde besin ve ilaç sanayinde değerli bir hammadde olarak kullanılmaktadır.
Adi geçen ülkelerde kuşburnundan meyve jelleri, bebek gıdaları, meyve sularının vitamince zenginleştirilmesi amacıyla yararlanılmaktadır. Kuşburnunda; su, karbonhidrat, protein, selüloz, vitamin C, P, K, E, B2 vitaminleri ile provitamin A, sakkaroz, inve, seker, elma asidi ve uçucu yağ bulunmaktadır.
Erik Suyu: Yararları: Sinirleri kuvvetlendirir. Zihin yorgunluğunu giderir. Kabızlığı giderir. İdrar söktürür ve vücudun rahatlamasını sağlar. Karaciğer şişliğini giderir. Böbrekleri dinlendirir. Kansızlığı giderir. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar ve hazmı kolaylaştırır. Romatizma, mafsal kireçlenmesi ve nikriste faydalıdır. Çekirdekleri de, bağırsak solucanlarını düşürmekte kullanılır.
SERTİFİKALAR :
Sinope Ürünleri Doğal ( ORSER ) Organik Ürünler Sertfikasasına Sahiptir.
Sinope meyve suları ile ilgili kaynak bilgiler sinope.com.tr sitesinden elde edilmiştir.
ticari amaçlı olarak ürün çeşitlerinizin tümünü bilmek istiyorum,ayrıca fiyat listenizi öğrenmek istiyorum.Ankarada satıcı ve bayinizin bana ulaşmasını sağlarsanız memnun olurum.
Selamlar